30 Ekim 2009 Cuma

Bülent Uygun

Türk futbolunun ilginç figürü diyoruz kendisine , ilginç açıklamaları ve sivas'taki hocalığı ile tanıdık kendisini Sivas'tan istifa ettikten sonra Milli Takım'ın başına geçeceği yönünde yorumları sıklıkla okumuştuk. Hernekadar yazdığım bir forum sitesinden de alıntı olsada bülent uygun'un bursa nilüferspor'la anlaştığı söyleniyor. Bakalım futbolumuzun ilginç zatı bursa'da neler yapıcak yoksa küllerinden tekrar doğmayamı çalışacak.

27 Ekim 2009 Salı

Lobi Meselesi


Malum önümüzde ilk önce ankaragücü maçı var ardından içerde wolfsburg maçı , ankaragücü maçı cumartesi wolfsburg maçı ise 3 kasım salı günü oynanacak. Ankaragücü ise yarın Karşıyaka ile Türkiye Kupası mücadelesine çıkıcak. Mustafa Denizli'de haftasonu oynanıcak Ankaragücü maçının cuma günü oynanması için talepte bulunmuş A.Gücü Teknik Direktörü Hikmet Karaman'la görüşmelerine rağmen A.gücü yönetimi bu istekten pek yana olmamışlar. TFF'da sanırım kendine göre bir fikstür yolu çizmiş bir futbolcu bir maç oynadıktan sonra vucüdunu toparlaması ortalama 48 saat sürer.

Cumartesi Ankaragücü maçı var ve muhtemelen maçtan sonraki gün izin olacaktır.
Pazartesi günü ya ter idmanı yada taktik çalışma olacaktır. Salı günü ise Wolfsburg maçına çıkılacak.
Milli takımın dünya kupasına katılmadığı dönemde ve dünya kupasına katılacağı varsayılarak düzenlenen fikstür'de 10 günlük açıkların olmasına rağmen Türkiye Süper Liginden tek takımın Şampiyonlar Liginde Ülkesini temsil ederken bu derece zor bir durumla karşılaşması hiçmi hiç beni şaşırtmıyor. Şayet takım Beşiktaş ise.! Nedense kurallar Beşiktaş'a uygulanır ve hiçbir kuralda yada programda şaşma olmaz prosedür neyi gerektiriyorsa uygulanmaya devam eder.
Sevgili Başkanımız romanya'ya turistik geziye gideceğine biraz'da bu işlere önem verseydi yada önceden bu işlerin peşinde koşsaydı belkide bunları konuşmuyor olacaktık. Aynı durumda başka bir takım olsaydı çoktan 2 hafta öncesinden fikstür belirlenir ve ona göre maç saati , maç günü anında değiştirilirdi. Geriye kalan 10 günlük açıkta ise Devler Ligine katılırız sergen'li boliç'li pascal'lı kadrolarla dünya kupası yerine veteran devler ligi pek hoş olur o 10 gün içerisinde.

24 Ekim 2009 Cumartesi

SüperSonik Forvet Nobre


Daha evvelde yazdım yinede yazmaya devam edicem. Başka yerlerde yorumlar yapılıyor nobre yırtıcı yıpratıcı nobre pres yapıyor , nobre savaşıyor. Pres'e eyvallah diyoruz koşmayada eyvallah diyoruz. Bu adam ne diyoruz Beşiktaş'ın forveti diyoruz değil mi ? ama yok yok anlatamıyoruz diyorlarki bu adam direk oynamalı rakip defansı acayipmi acayip boğuyor kasırgalar yaratıyor. Daha sonra ne oluyor nobre de TIK yok haliylen hadi daha evvel yazdığım blog da derim ki , ya maç stresi olur böyle şeyler vs falan kansermi olursun bu pozisyonlardan sonra , şizofrenimi olursun , yoksa kendini yıpratılmış kalitesiz deterjanla yıkanmış çamaşırmı !
Bobo oyundan çıkar ve Nobre girer girdiği gibide güzel kardeşimiz Beşiktaş'ımızın malum forveti pozisyona girer altıpastan mükemmmmmmel bir vuruş yapıp topu filelere değil top toplayıcı kardeşlerimize atar. Velhasıl kelam derlerki nobre stoper'leri aciz duruma düşürdü. Nobre stoperleri yıprattı.

Aynı nobre geçen sene bursa maçında karşı karşıya kaçırmıştır.
Aynı nobre pozisyon ofsayt olsa bile wolfsburg maçında yine mükemmmel bir vuruş yapıp topu farklı bir alana göndermiştir.
Aynı nobre denizli maçında kaleye 3 metre kala mükemmmmmmel bir vuruş yapıp topu direğe nişanlamıştır.(Maçtan sonraki yorumlar Tabata'nın sağ ayağının rüzgarı nobrenin sol ayağına geldiği için ve denizden esen rüzgar'dan dolayı dengesini kaybederek böyle bir vuruş yaptığı yönündedir.)

Senelik mükemmmmmel bir maaş alan nobre altıpasla malesef arası değil.
Bugünde malumunuz altıpastan gol kaçırdı. Rakip forveti yıpratan altıPAS'lı nobre bizide yıprattı. Nobre'nin bundan sonraki altıPAS'lı gol atamama çözümü aşağıdaki 3 in 1 total formülde

Alınan İlk Puan

Wolfsburg maçından evvel herkesin görüşü deplasmanda alınıcak mağlubiyet sonrası şampiyonlar ligi hayalinin biteceği yönündeydi. İlk iki alınan mağlubiyetler insanları bu yorumları yapmaya teşvik etmişti. Fakat wolfsburg maçında oynanan oyun olsun girilen pozisyonlar olsun herkesi yanıltmaya yetti diyebiliriz. Bunda sistem değişikliğininde fazlasıyla etkili olduğunu düşünüyorum. 4-3-3 sisteminde ısrar eden mustafa denizli sonunda bu inadından vazgeçti gerçi hernekadar lig maçı olmasada karşısındaki takımın hücüm gücünün ne kadar etkili olduğunu ve ne yetenekte oyunculara sahip olduğunun farkındaydı. Amaç wolfsburg'u kanatlardan kitleyip pozisyon vermemekti. İbrahim Kaş zaman zaman aksasada elinden geleni yapmaya çalıştı. Bir yandan kanatları kapatmaya çalışırken hücum anlamında kanatları malesef kısırlaştırıyorduk. İlk yarı zaman zaman iyi bazende tutuk oyun sergilensede berabere bitmesini sağladık.

Futbol tanımında her zaman diyoruz 3 doğru pas her zaman 1 goldür diye günümüz futbolundan bahsederken takım oyunu ve uyumu aynı zamanda pas organizasyonunuda ön planda tutuyoruz. Geçen sene barcelona maçlarını izleyenler illaki bilirler barcelona'nın ne tarzda bir oyun yapısına ve takım oyununa sahip olduğunu pas her takım için önemli bir unsurdur. Takım uyumuda bu pas organizasyonunda mutlak ve mutlak önemlidir. Wolfsburg maçının ikinci yarısında özellikle ayağa paslarla gol aramaya çalıştık ve zaman zaman bunu başarıp pozisyonlara girdik. İkicni yarıdaki sistem ve kadroyla daha uzun vadeli ve verim veren bir takım olma yolunda ilerlersek ilerleyen haftalarda daha iyi olacağımızdan hiç şüphem yok.

Küllerinden Doğmaya Çalışan Okan Koç


Bir zamanlar transfer piyasasını alt üst eden iki büyük kulübü karşı karşıya getiren oyunculardan biriydi. 2 futbolcu + para karşılığında Beşiktaş'a gelmişti Okan Koç herkes ondan çok şey beklerken bir anda düşüş içerisine girdi. İnişli çıkışkı performanslar disiplinsiz tavırlar içerisindeydi. İstanbul'un kimyasını ortamını bilmiyor desek hak verecektik her anadolu'dan gelen oyuncu gibi oda belkide istanbul'un şaşalı ortamlarına kendini attı ve futbol hayatını bitirme noktasına getirdi yorumlarını yapmak içten bile olmayacaktı. O zamanki yaş durumunun verdiği etkiyle olsa gerek futboldan çok daha başka şeylerle yordu kafasını yada başka sorunlardan dolayı kendini tam manasıyla futbola verememişti. Daha sonra anadolu serüveni başladı Okan için tekrar Ankaragücü , Konya , Manisa , Sakarya derken kendisini bir dönem beraber çalıştığı Fuat Yaman'ın takımı Altay'da buluverdi. Tekrar eski günlerine dönmeye çalışan Lig A 'da tekrar küllerinden doğmaya çalışıyor. Bir dönemin yıldızı bakalım ilerleyen haftalarda hem takımını hem kendini yukarılara taşıyabilicekmi.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Belkide Son Şans


Şampiyonlar ligindeki kader maçımıza bu gece çıkıyoruz. Bizim için ya tamam yada devam niteliğinde bir maç olucak maçtan evvel gördüğüm kadro her ne kadar tatmin etsede bu gece yine kanatlardan yararlanamıyacağımız kesin.
Keşke şöyle bir kadroyla çıkmış olsaydık. Bu şekilde bu tarz oyunculardan kanatlarda daha iyi verim alırdık. Umarım puan ve puanlarla döneriz.

19 Ekim 2009 Pazartesi

At.Madrid Sıkıntılı


At.Madrid takımını anlayabilmiş değilim senelerden beri bir istikrasızlıktır devam ediyor. Radomir Antiç dönemini arar oldular artık geçen sezonda ara sıra kötü sonuçlar alıyorlardı. Fakat ardarda değildi bu sene işleri bir hayli kötü ellerinde iyi kadro olmasına rağmen kadroyu yoğuracak hoca yok. Fatih Terim adı geçiyormuş italya macerasından sonra olurda ispanya'ya giderse fatih hoca bakalım neler yapıcak , gerçi fatih hoca ve ispanya la liga pek kulağa hoş gelmesede bekleyip görmekte fayda var.

6 Ekim 2009 Salı

İlginç Gol

Ligde sıkıntılı günler geçiren boca juniors haftasonu velez sarsfield ile karşılaştı. Maç 2-2 devam ederken bir pozisyonda velez kalecisi topu uzaklaştırırken martin palermo'yu hesap etmemişti. Uzaklaştırdığı top sonrasında martin palermo'da bu gelişi güzel topa karşılık verince boca sahadan 3 puanla ayrılan takım oldu. Maçtan çok martin palermo'nun golü konuşuldu.



5 Ekim 2009 Pazartesi

Senelik İkibuçukmilyonavro Alan Forvet

Yeteneğinin zerre kadar olmadığına inandığım kendisinden santrafor bile olmayacağını düşündüğüm boşa koşup boşa mücadele ettiğini düşündüğüm Beşiktaş gibi bir takımda senelik 2.5 milyon euro alan adamın her maç saç baş yoldurmasından bıkmış durumdayım.
Mücadele edebilirsin koşabilirsin topta kazandıralbilirsin takım adına ama senin işin gol atmak öncelikle bunu yerine getirmen lazımki herkes desin işini layıkıyla yapıyor. Alttaki resimler herşeyi daha net açıklıyor olsa gerek boşa dil dökmenin eleştirmenin anlamı yoktur diye düşünüyorum.






Yerli Buffon


Elden geldiğince tüm lig maçlarını takip etmeye çalışırız. Hem oyuncu kalitesi olsun hemde genç yetenekler olsun , geçen sezon inönüde oynanan denizlispor maçında dikkatimi çeken oyunculardan biriydi denizli kalecisi Cenk Gönen . Herkesin aklına gelebilicek klasik cümle benimde aklıma geldi büyük takım maçı mutlaka kendisini göstermek için oynamıştır gibilerinden , ama dikkat ettimki ilerleyen haftalarda öyle olmadığını gösterdi. Son olarak cumartesi gecesi inönü stadyumunda oynanan Beşiktaş - Denizlispor maçında geçen maçlara nazaran kalitesinin üstüne daha da katarak kendini geliştirmeye devam ediyor. Cenk aynı zamanda Göztepe altyapısında yetişmiş olup aynı zamanda Göztepe ve A milli takımımızın efsane kalecisi Ali Artuner'in yiğenidir. 16 yaşında ilk profesyonel maçına Beşiktaş karşısında çıkmakla beraber 31.08.2005 tarihinde ise Göztepe'den Denizlispor'a ilk transferini gerçekleştirmiştir.

Henüz 21 yaşında Türk kalecilerine fazla önem verilmediği bir dönemde böyle bir yeteneğin Türk futboluna kazandırılması büyük umut verici umarım ki ilerleyen haftalarda bu çizgisinden şaşmaz ve performansının üstüne katarak yoluna devam eder.