11 Nisan 2009 Cumartesi

Zorlu Viraj


Dün gece evden çıkıp maçı izlemeye biraz geç gittim ama maçı izlemeye değdi diyebilirim. Minibüsten inip maçı izleyeceğim yere vardığım zamanki gördüğüm skor yine kanser edici dakikaların başlangıcıydı ki o golün dk 2 de olması ayrı bir strese ve heyecana sokuyordu insanı , kadrodaki olabilicek değişiklikler hafta içinden belliydi uğur inceman mı yoksa erkan mı oynayacak derken mustafa hoca erkanda karar kılmıştı. İlk 45 dk açısından hem erkan hemde takımı ufak bir değerlendirmeye sokarsak pozisyon konusunda sıkıntıya giren atakları sonuçsuz kalan ve takımla ilk 11 de ilk başlayan erkan'ın etkisiz atakları vardı sahnede , devre arası ise herkesin görüşü yapılacak değişikliklerin takıma canlılık getireceğiydi.

Kocaeli takımının bu maçtaki takımı sezon başından beri beraber olmayan devre arası futbol tabiri ile toplama topçularla kurulan bir takımdı. Bu tarz takımların kapasiteleri en fazla 70 dk ya kadar dayanma güçleri vardır. Bunun nedenlerine gelicek olursak sezon başında takımla beraber yapılmış bir kamp yada hazırlık maçı yok sezon başında alınan çoğu topçu ikinci yarı başında takımdan ayrılınca kısa zamanda ince eleyip sık dokumak gerekiyordu kocaeli açısından ama erhan hoca o kısa zamanda hakikaten iyi bir takım yarattı herkes kocaeli düşücek derken bir anda seri bir yükselişe geçti belkide arada kaybettiği puanlar yukarıda yazdığım eksikliklerden kaynaklanıyordu. Holosko ve Uğur İnceman'ın oyuna girmesinden sonra ataklar daha serileşti ve özellikle kanatları daha iyi kullanmaya başladık. Dün gecenin belkide en şansız ama gol atmasına rağmen performansını beğenmediğim bir bobo vardı. Beşiktaş takımı dün gece ilk 45 dakikayı boşuna oynamıştır belkide maç başında çift forvetli sistemle maça çıksaydık belkide daha ilk yarıda maçı çözmüş olacaktık.

Şu anki yazacaklarım ise ayrı bir parantez olarak nitelendirmek istiyorum. Yusuf Şimşek özellikle Allah bu adama yetenek vermiş teknik vermiş herşeyi vermiş demek istiyorum. Bir yandan da keşke diyorum bu adam şu anki oyunuyla 25 26 yaşlarında bizde olsaydı , 34 yaşına olmasına rağmen yıllanmış şarap gibi her topu aldı takımı yönlendirmeye çalıştı ve takım adına pozisyonlar üretti iyi oyununun karşılığınıda yine geçen haftaki gibi gol atarak süsledi. Özellikle bundan sonraki haftalarda Yusuf Şimşek Beşiktaş adına en önemli silahlardan biri olacaktır. Dün gece dk 65'den sonra Beşiktaş , Beşiktaş gibi oynadı ve mücadele etti. Şimdi geriye kaldı tamı tamına 7 hafta puan yada puanlar kaybetme gibi bir lüksümüz yok umarım geri kalan maçlarıda kazanır mutlu sona ulaşırız.

6 Nisan 2009 Pazartesi

İnsanlık Ayıbı



Kim acaba bu resimin yorumunu bana yapabilir. Yetkili bir kişimi yoksa müdürmü yoksa başka birimi , bu resim ne bir protesto gösterisinden , nede başka grupların yapmış olduğu bir eylem yürüyüşü , bu resim Beşiktaş - Kayserispor öncesi yaşanan olaylardan sadece bir kare ! maç haftasında takımın şampiyonluğa gitmesinden dolayı taraftarlar takıma moral ve motivasyon açısından meşale şov düzenlediler. Aslında herşey güzel başlamıştı semtte yanan bir bir meşaleler insanların çoluklu çocuklu ailecek yada kız arkadaşlarıyla maça gelen çiftler o anı bu kötü olaylardan önce anılarına bir anı ve tarihi an katarak yaşadılar.

Stad önüne gelene kadar herşey normal gidiyordu taki tazikli su ve biber gazı sıkılana kadar ! Nedir bunca insanın suçu , nedir buradaki amaç suçsuz kusuru olmayan insanların insan olmaktan çıkarılıp hayvanca davranılması ? Savunmasız bir insanı üç kişi tutmuşken diğer bir görevlinin arkadan gelip tekme sallamasının anlamını biri bana anlatabilirmi acaba , polis akademisinden mezun olurken ettikleri yeminleri ve aldıkları eğitimi sadece savunmasız ve güçsüz insanlarda kullanmak için mi aldılar acaba biri gelsi bana bunuda anlatsın ! ama gel gelelim ki iş Beşiktaş taraftarının organizasyonlarına deplasmanlarına veya inönü'deki maçlarına gelince nedense bir sertlik hal alıyor kısacası kurunun yanında yaşta yanıyor.

Buradaki en büyük insanlık ayıbı savunmasız ve güçsüz insanların sebepsizce darp edilmesi zarar verilmesi aynı zamanda daha ilkokul çağlarındaki kartalların korku ve dehşet içerisinde o anı yaşamaları belkide bu çocuklara psikolojik anlamda büyük depresyon yaşatabilicek ileriki gelişim çağlarında kendisine zarar vermesine yol açıcaktır. Bu düzende bu ortamda bu olaylar böyle devam edicekse ve güvenlik mensupları bu şekilde insanların hayatına kast edercesine vurmaya , savunmasız insanları hırpalamaya devam ederlerse ALLAH sonumuzu hayır etsin.


Birde meşale konusuna ufak bir açıklama getirmek istiyorum.

Her insan mutlaka avrupa tribünlerini ve avrupa futbolunu mutlaka azda olsa izlemektedir.

Bugün italya seri A'da İnter-Milan maçları olsun Juventus-Milan maçları olsun bu maçlarda saha dışında değil saha içinde peynir ekmek gibi meşale yanmaktadır.Avrupa haritasından biraz daha aşağı inersek buna bosnahersek , hırvatistan , bulgaristan ve yunanistan futbol liglerinide ekleyebiliriz. Şunu unutmayalımki futbol bir eğlencedir futbol bir şölendir.

2 Nisan 2009 Perşembe

İspanya Faciası

Konuya nerden girsem nasıl girsem diye düşündüm en başından beri , ispanyadaki oyunu düşünüptemi yazsam dedim yoksa başka durumları baz alarak mı dün geceki maçta herşey açık ve net bir şekilde ortadaydı. Deplasmanda çıkan kadro oyun olarak ilk yarı özellikle çoğu kişiyi tatmin etmekle beraber futbol yorumcularının ortak sorunu maçın hakkı beraberlik tarzında olan açıklamalardı. Çünkü hakikaten berabere bitebilecek bir maç hatta kazanabileceğimiz maçlardan biriydi ilk ispanya maçı , ilk 10 dakika içerisinde bulduğumuz pozisyonları değerlendirebilsek galip gelmemiz kaçınılmaz olacaktı.

Gelelim işin ali samiyen kısmına dün gece maçın ilk yarısını izlerken ilk 30 dakika'nın cılız derecede kısır olacağını hiç tahmin etmiyordum desem yalan söylememiş olurum. Sanki iki takımda beraberliğe razı olur gibi bir oyun vardı ortada taki tuncay'ı anlak zamanlamasından yararlanan semih'ten gol gelene kadar , gol'ün gelmesi belkide ispanya milli takımı dahil bütün oyuncuların uyanmasını sağladı.Pozisyonlarda zaten o dakika'dan itibaren başladı belkide ikinci golü atabilseydik üstünlük kurabilicektik ama kadro olarak yapılan hataları herkesin görmesine rağmen fatih terim'in görmemesi çok enteresandı. Maç 1-1'e geldikten sonra batuhan'ın oyuna alınması nihat ve semih gibi her an maçı değiştirebilicek oyuncuların oyundan çıkarılması gökhan ünal gibi bir santrafor'un yedekte bekletilmesi ona keza hızıyla etkili olabilicek sercan yıldırım'ın kulübede olması ve daha niceleri fatih terim büyük bir kumar oynadı ama bu kumar bu sefer tutmadı iki ispanya maçı kaybedilen 6 puan ve sessiz sedasız giden bir bosna hersek.

İspanya artık gruptan çıkmayı garantiledi 2.ncilik için ise şu durumda bosna hersekle çekişicez ama önümüzde zorlu maçlar var bosna hersek belçika deplasmanları , evimizde estonya ve ermenistan maçlarına çıkacağız. Bu gruptan çıkmamız hesaba kitaba ve önümüzdeki 4 maçıda kazanmaktan geçiyor. Şayet bu dört maçtan birinde bile puan kaybetsek hayaller malesef gerçekleşemiyecek , ama dün gece görünen oki fatih terim'in artık kadro olarak daha detaylı düşünmesi yerinin adamlarını takım kadrosuna alması gerektiğini anlamak zorunda.

18 Mart 2009 Çarşamba

Nereye kadar sürecek ?

Söz nerden başlasam nasıl başlasam diye düşündüm herhangi bir olayımı baz alsam yoksa almasammı dedim aslında örnekler birbirlerine uyuyorlar desem kafi olacak herhalde

Bundan 2 sene evveline kadar fenerbahçe-az alkmaar maçında çıkan olayları herkes biliyordur.Stad içine bıçak sokulması maç sırasında olayların çıkması ve arkasından sırasıyla gelen tribün içi karışıklıklar tabi bu medyada sadece iki yada üç süreyle yer aldı. Normal bir habermiş gibi rafa kaldırılarak belkide hafızalardan silindi bu haber belkide yoldan geçen futbolsevere bile sorsak kavganın neden ve nasıl çıktığını bu olayların ne kadar medyada haber olarak yayınlandığından bile bir haber olabilir. Bundan iki hafta öncesine kadar yine aynı olayı yine aynı stad'da gördük. Yine kesici alet vakası ve yine medyada haberin iki yada üç kalmasın ardından bunun arşive kaldırılması fazla üzerinde durulmaması , olayın tff'ye gitmemesi ve kulübün herhangi bir ikaz yada ceza almaması bunlar aslında pek karşılaşmadığımız sahneler değil hemen hemen her sezon bu tarz olaylar yaşamak mümkün gelelim bu sefer ankaraya;



Ankaraspor-Beşiktaş kupa maçında tello taç atışı kullanırken bir taraftar tello'nun kafasına araba jantı fırlattı. Bu yapılan davranış fırlatılan madde tabiki herkesi üzdü ama gerekilen yapıldımı ? sonuç olarak 15 milyar verilen bir para cezası bu olayda böylece kapatılmış oldu. Ülkemizde nedense bu tarz olaylara sessiz kalınıyor nedenini sebebini futbolu ve medyayı takip eden takımları iyi bilen futbolsever kişiler bu tarz olayların üstünde neden durulmadığının farkına varabilir. Birilerinin demekki medya gücünü kullanarak bazı olayları ört bast etmesi sanki "normal" habermiş anında ortadan kaldırılması hiçte şaşırtıcı değil aslında , önemli olan şudur ki kuralların gerektirdiğini uygulamak gereken cezaları vermektir.

İlerde acaba böyle olaylar yaşandığında taraftarların tepkisi ne olacak acaba yada ceza verilmesi , kuralların uygulanması için illaki birinin canının yanmasını gerekiyor. Şu açık ve nettirki görünmez olaylar kavramına giriyor bunlar şimdiki zamanda bunlar görmezden geliniyorsa ilerde büyük bir facia olduğunda zirve sahibi insanların yorumları yada yaptırımları ne olacak orasıda ayrı bir soru işareti

11 Mart 2009 Çarşamba

Ne yaptın sen liverpool



Dün akşamki şampiyonlar ligi maç programından hangisini seçip izlersin diye bir soru sorsalar tabiki Liverpool - Real Madrid maçını seçerdim. Seyir zevki hakikaten yüksek iki büyük avrupa kulübünün mücadelesi vardı dün gece ingiltere'de , ilk maçın avantajı ile sahaya çıktı liverpool , spor yorumcularının büyük bir kısmı bu maça liverpool'un favori olarak çıkacağının görüşü içerisindeydiler. Real Madrid kesiminde ise son lig maçında kendi evlerinde oynadıkları at. madrid maçını berabere tamamlayarak şampiyonluk şansını belkide sürprizlere bırakmıştı.

Anfield Road'da dün gece zevkli ve bol pozisyonlu bir oyun izledik özellikle liverpool açısından , liverpool artık bu turnuvanın takımı olduğunu bütün avrupa futboluna dün geceki oyunuyla ve aldığı galibiyetle göstermiştir. Özellikle son senelere bakıcak olursak aciz ve cılız bir futbol oynayan real madrid'de hiç izlememiştim. Liverpool turu atladı real madridi evine yolladı.

Dün geceki maçın en önemli adamı ise "el nino"ydu 2 gol atarak takımın yıldızı oldu.Real Madridi adeta hezimete uğrattılar diyebiliriz bakalım bu işin sonu finale kadar gidicekmi.

6 Mart 2009 Cuma

Sonunda muradına erdi


Ocak ayı başında milan'a gelen david beckham kiralık olarak 2 aylık sözleşme imzalamıştı. Milan yönetimi ise beckham'ın takımda kalmasından yanaydı ama problemler söz konusuydu. Bundan hemen hemen 3 hafta öncesine kadar beckham transferinin çıkmaza girdiğini ve 9 martta takımına geri döneceği konuşuluyordu. Bugün hem medyada hemde internet sitelerinde yer alan haberlere göre beckham muradına ermiş bencede çok iyi olmuş.

Amerika liginin sarmadığı avrupa'da futbol oynamayı özlediğini zaten kendiside belirtiyordu. Bakalım bu transfer hem milan'a hemde beckham'a ne kadar yarar sağlıyacak.

2 Mart 2009 Pazartesi

Futbolda 10 numara ve Ön libero'nun önemi


90'lı ve 2000'li yıllar arasında futbol'da 10 numaralı sistem revaçta olan oyun sistemlerinden biriydi. Her maçta ön planda olan gemisini kurtarıcak kişilerin başında 10 numaralı oyuncular gelirdi , neydi peki bu 10 numaralı sistem neydiki bu kadar aranan özellikler

10 numaralı oyuncu denildiği zaman ilk akıllara gelen oyuncunun yetenekleri ve meziyetleridir. Diğer mevkilere göre kendinde daha fazla yetenek olan her maçın kaderini değiştirebilicek oyunculardır. Geçmiş tarihteki maçları gözlemlersek avrupa'da yukarıya çıkmış başarı elde etmiş takımların çoğunda 10 numaralı sistem mevcuttu. Takımı organize eder atağa kaldırır gol yollarında etkili olabilicek paslar atmaya çalışır yada goller atar. Günümüz futbolunda ise bu oyuncu tarzından yavaş yavaş uzaklaşır olduk. Yükselişe geçen rusya ve ukranya futbolu buna belkide en iyi örneklerden biri olabilir. Takım oyunu mücadeleci futbol şeklinde sıralanabilir.

Gayet açık ve netki özellikle son 3 seneden beri ön liberolu sistem ve o alanın oyuncuları günümüzde daha popüler olmaya başladı. Artık avrupa'nın büyük takımları bile transfer sezonlarında ön libero oyuncularına daha ağırlık vermeye başladı. Bu şu demek olmuyor tabi 10 numara devri bitti artık mücadeleci kıran kırana futbol yerini aldı diye , şu anki görünen sistem buna işaret ediyor artık 10 numara tabiri kullanılan oyuncular bile takım mücadelesine ayak uydurmak zorunda , iyi libero olan defansını takımını organize eden takımlar geriden oyun kurmaya çalışırlardı yada 10 numara ile bu açığı kapatmaya çalışırlardı kısacası defanstan top ortasahaya gelir oyunu ortadan kurmaya çalışırlardı. Şimdi ise bu işi daha çok ön liberolar yapıyor ortasaha gerisinden oyun kurup takımı atağa kaldırmak için takımı organize etmeye çalışıyorlar.

Liberolu sistemden ön libero'ya geçiş ve 10 numaralı sistemin eskisi gibi akıbetini yavaş yavaş yitirmeye başlaması artık ilereyen senelerde ne kadar ekmek o kadar köfte olucak mücadele ve azim gücü olmadan puan almak zorlaşıcak.